TÜRKİYE'NİN SURİYE HAREKATI ZAMANLAMASI

Öncelikle Türkiye'nin Suriye'ye girme sebebini kavrayabilmek gerek. Bu harekât, 88 yıl bir toprak parçasında sessizce bekleyip fethetmeden yaşamanın Türk genetiğine aykırı olduğu aşikâr iken, ecdadın ruhunu dünyaya hissettirme planıdır. Vatan savunmasıdır, İslam dünyasına bir birlik çağrısıdır.
   Bu harekâta destek verenler olduğu gibi, karşı çıkanların sayısı da azımsanmayacak kadar fazla. Türkiye'nin Suriye'ye girmesini, ülkenin kendi bacağına sıkması olarak tanımlayan bu kitleyi '' KINIYORUM ''.  Bu kitle, Türkiye sınırında ülkemizi tehdit eden teröristleri sözüm ona kınıyor.  Bu terör örgütlerini inanın bende şiddetle kınadım. Yıllardır da kınıyorum. Gerekirse bir ömür boyu bağıra bağıra kınamaktan çekinmem. Fakat bu terör örgütleri Türkiye'yi rahatsız edecek tavırlar sergiliyorsa, devlet olarak kınamak yerine hak ettikleri karşılığı vermek en doğrusu değil mi? Kınama işini millet yapar. Gerekirse vardiyalı bir şekilde sabah akşam kınarız. Lakin devlet yapması gerekeni yapmalı. Bırakın bu laf kalabalığı halka ait olsun. Bu örgütler burnumuzun dibinde bizimle alay eder gibi Türkiye sınırında bir devlet kurmaya çalıştılar. Devletimiz gereken cevabı verdi ve vermeye’de devam edecek.
   Türkiye'nin, Suriye'ye giriş tarihini 24 Ağustos olarak belirlemesini de oldukça anlamlı buluyorum. Yavuz Sultan Selim komutasındaki Osmanlı ordusu 24 Ağustos 1516'da Memlük ordusunu bozguna uğratıp Suriye, Lübnan ve Filistin topraklarını Osmanlı sınırlarına katmıştı. Ve tam 500 yıl sonra, Osmanlı torunları aynı topraklara yeniden girdi. Fırat kalkanı harekâtının bu tarihte başlatılmasının, dünyaya verilen bir mesaj niteliği taşıdığını düşünüyorum. FETÖ tarafından gerçekleştirilen alçak darbenin hırsıyla başlatılan bir harekâttan ziyade, uzun zaman önce planlanmış bir operasyon olduğu fikri ise daha mantıklı gibi görünüyor. Ve bu darbe, öyle zannediyorum ki esasen Allah'ın bir yardımıydı. Bizim şer bildiğimiz, esasen hakkımızda hayırlı olandı. Ülkedeki hainlerin kendiliğinden ortaya çıkmasına vesile olan bir girişim oldu. Aksi halde devletin önemli kademelerinde bulunan bu hainlerden bir tanesini normal zamanda almak, dünya ülkelerinin çenesini açmak demekti. TSK içerisinde yuvalanmış hain komutanların komutasında gerçekleştirilen bir Suriye harekâtının, Türkiye'ye faturasını düşünmek bile istemeyiz. Türkiye Suriye'ye neden girmedi diyenlerin bunu düşünebildiğine hiç ihtimal vermiyorum. Aynı soruyu ısrarla soranlara benim de sorularım olacak tabi ki.
Bitlis'te gözaltına alınmasının ardından tutuklanan Tatvan 10. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Hain Arif Settar Afşar ile mi sınır ötesi harekâtı yapsaydık?
Ulaştırma Personel ve Eğitim Komutanı Tümgeneral Hain Mustafa İlter ile mi Daeş ile mücadele edecektik?
Hakkâri Dağ ve Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Hain Ahmet Otal ile mi Pkk hedeflerini vuracaktık?
Genelkurmay Komuta Kontrol ve Hava Füze Savunma Komutanı Tuğgeneral Hain Mehmet Arif Pazarlıoğlu ile mi Pyd'ye karşı savaşacaktık?
Ve ismini sayamayacağım kadar fazla sayıda rütbeli hainler. Bunlarla sınır ötesi operasyon yapmış olsaydık, bugün bu yazıyı okuyacak vakti bulamayabilirdik. Bence yatıp kalkıp Suriye harekâtını erkenden yapmadığımız için şükretmeliyiz. Darbe sonucu 240 şehit verdik. Hepsine Allahtan rahmet diliyorum. Allah şehadetlerini kabul etsin. Bunun yanında şehitlerimiz bir ülkeyi, bir milleti kurtardılar. Halkın bir aylık yoğun nöbeti ise elbette vatani bir şerefe sahip olduğumuz alametidir. Bütün bu olanlara tiyatro diyerek milletin vermiş olduğu bu şerefli savaşı görmezden gelenlere ne yazık!
   Tiyatro görmek isteyen 11 Eylül filmini açsın. Uydudan karıncayı vuran Abd'ye gündüz vakti üç tane uçak intihar saldırısı yaptı..!

Son bir konuya değinmek istiyorum;
Amerika İsrail'e 38 Milyar Dolar yardım göndermiş. İsrail’e değil 38 Milyar Dolar yardım etmek, üstüne bonus olarak Amerikayı da verse yine de onların bu kirli oyunlarını Allah mutlaka bozacaktır. Pyd, elinde tuttuğu bölgelere Amerikan bayrağı astıklarına göre, Abd, Almanya, Fransa ve İngiltere büyükelçiliklerini kapatacaklarına göre, yakında Abd ve müttefikleri ile kıyasıya bir savaş kapıda olabilir. Hayırlısı diyelim…

- Mustafa BARUTÇU

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EKSİKLİĞİMİZ SAMİMİYET